19 Şubat 2011 Cumartesi

Aynı Nakarat

    Hep aynı terane... Bazen bi anda otururken aklıma bir konu geliyor,şahane. Alsam kalemi elime durduramıycam kendimi. Ya o an müsait olmuyorum ya da sonra yazarım diyorum sonra oluyor,pısss.. kaçıyor benim konun gazı. Uçuyor aklımdakiler, ay ben ne yazıcaktım, şuna değincektim ama neydi o kabilinde anlamsız saçmalamalar. Sonra çok sinir oluyorum kendime şu an olduğu gibi. Şimdi de nooldu ders çalışmam gerek yazmaya vaktim yok,kaldı bloğum piç gibi. Hiç işim gücüm yokken aklıma gelmez bir halt ne zaman yoğunum ''Ay bi boş vaktim olsa da yazsam.'' !!!! Benim ki  laf ya hep neyse artık..

2 Şubat 2011 Çarşamba

Aval Aval Seyr-ü Sefa

    Zaman zaman yazmayı istediğim o kadar ayrıntı,okumayı istediğim o kadar neşriyat,gezmeyi istediğim o kadar yer, dokunmayı istediğim o kadar kalp oluyor ki ne yapacağımı şaşırıyorum,afallıyorum. Hayat bana bazen herhangi bir şeyi yapmayı arzulayacak kadar bile değerli görünmüyor,bazense; istediklerimi gerçekleştiremeyeceğim kadar kısıtlı,dar,sıkışık. Bilemiyorum bu herkesin başına geliyor mu. Belki de benim sözkonusu ''çoklu kişiliğim''dendir bu olanlar. Bir gün sarılmak istiyorum hayata kavramak istiyorum onu sıkı sıkı, diğer gün tek istediğim,yatağımın içinde yatıp zamanın akıp giderken bana zarar vermemesi. Diyorum ki o zamanlar: ''Yok ben beceremiyorum yaşamayı,olmuyor.''. Ardından olduğuna şükrettiğim sosyal yanım saçmaladığımı haykırıyor suratıma. Kalk diyorum o ezik kişiliğime. Talep et, arzula, heycan duy,iste,sahip ol, heycan duy, ağla, bağır, çağır, zıpla, kanını kaynat, pot kır, dokun, hisset.. yaşa kısaca. Diyorum diyorum da bunları bir bakıyorum yine kavgaya tutuşmuş ben ve ben. Ben canhıraş yaşamaya çalışırken izliyorum ya aval aval onu demeye çalışıyorum işte...