3 Ocak 2011 Pazartesi

Zaman

Bu aralar zaman benim için fazlasıyla ağır geçiyor. Her dakika, her saniye kendini hissetiryor adeta. Sevgilisinden yıllarca telefon bekleyen kızımız farkına varır ya toplamda 5 dakika geçmiş; benim durumum da o. Sanki jack Baur'la dizi çeviriyorum, hissiyat aynı. Oturuyorum,kalkıyorum,geziniyorum,bir çay molası,internette neler varmış ya bi bakalım,televizyonda da bi şey yokmuş aman,neyse saat kaç oldu yaaa. !!!! Bütün bunları yarım saat içinde yapmış olamam! Kaç saattir.....?? Neyse...  İşte bu enteresan durumumdan nasıl bi çıkar sağlaycağımı düşünürken farkına vardım ki mutlu anlarım da benim için bir ömür olmuş. Her zaman korktuğum; keyifli zamanlarımın bana yetmemesi hali, bu yeni yeteneğim sayesinde biraz katlanılır hale geldi benim için. Sıcak sevgi dolu ortamımda,sarıp sarmalanıp usulca durmak bu aralar daha anlamlı. Şimdi düşündüm de keşke bu yeteneğimle biraz oynayabilsem; onu biraz şekillendirebilsem. Mesela bu yeni durumumla birlikte görmezden gelmeye çalıştığım kötü,mutsuz,çekilmez anlarımı ileri sarabilir miyim acaba? Belki üstüne çalışırsam olur. Mutluyken zamanı 1000'e böler; mutsuzken 1000'le çarparım. Hmm,olabilir. Hatta bu zamanla olan arkadaşlığımı ilerletirsem bir gün ne biliyim bir zaman bükücü, bir paralel evren gezgini olabilirim belki. Ya da gider kendimi en mutlu anıma hapseder,ölümsüzlüğü tadarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder